wWw.pAyLaŞıM11.cOm
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

wWw.pAyLaŞıM11.cOm

PAYLAŞ_PAYLAŞA_BİLİRSEN...
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Amat

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
(YÖNETMEN)
(YÖNETMEN)
Admin


Erkek Mesaj Sayısı : 384
Yaş : 29
Nerden : FeNerBahÇeden
Lakap : sErKaN11
PAYLAŞIM :
Amat Left_bar_bleue411 / 100411 / 100Amat Right_bar_bleue

REP\'İM :
Amat Left_bar_bleue341 / 100341 / 100Amat Right_bar_bleue

PUAN\'IM :
Amat Left_bar_bleue67 / 10067 / 100Amat Right_bar_bleue

TAKIM : Amat Fb
HAYVANIM : Amat Hareketli-kedi
BAYRAĞIM : Amat Bayrak
Kayıt tarihi : 03/06/08

Amat Empty
MesajKonu: Amat   Amat Icon_minitimeÇarş. Haz. 04, 2008 8:59 am

Amat


Kıyıda ise üç direkli, iki güverteli ve 58 toplu bir kalyon, o
karanlıkta usturmaçalarını puta edip iskeleye palamar vermişti.
Yelkenlerin sarılı
olduğu serenler hisa edilmiş ve tez zamanda yola çıkacağını ilân için
mizana direğine mavi bayrak çekilmişti. Esrarengiz adam, kalabalığı
yarıp elinden tuttuğu İsrâfil’le iskeleden gemiye doğru yürümeye
başladı. Kalyonun dikmesinin palangalarına asılan ve tıraka tutan
gemicilere vardiyan, “Yisa, sizi gidi sütü bozuk sünepeler! Yisa
beraber! Varda ruhsuzlar! Varda! Bre aman! Laşka! Laşka!” diye feryat
ediyor ve hurçların, sandıkların ve fıçıların ambarlara usûlünce
istifine nezaret ediyordu. Güneşin doğmasına 7 saat kala esrarengiz
adam, sürme iskeleden kalyonun çukur güvertesine çıkmak istedi. Fakat
eline ne kadar asılırsa asılsın Eşek İsrâfil yerinden bir türlü
kımıldamıyordu. O karanlıkta eline son bir kez daha asılıp “Gel yâ
mübarek!” diye nida eyledi. Bunun üzerine çocuk her nedense inat
etmekten vazgeçti. Ne var ki, sürme iskelenin kayganlığından dolayı
düşmemek için midir, İsrâfil’in kuşağına 40-50 yaşlarında, iri yapılı,
sırma işlemeli siyah kaput giymiş biri yapışmıştı. İşte bu adam kuşağı
bırakıp küpeşteye tutundu ve güverteye ayak bastı. Bunun ilâhî düzenin
bozulması demek olduğunu hiç kimse bilmeyecekti.


Kitabın içinden

Süleyman şaşırmıştı. Kaptan efendimiz çivi gibi bakan küçük kara
gözlerini ona dikip, “Ne dersin?” diye sordu, “Karar vermen için sana
süre de tanıyayım mı? 15 dakika yeter mi? Ne diyorsun bu teklife?”
Bunları söyledikten sonra paraketecilerin kullandığı küçük bir kum
saatini alıp ters çevirerek masanın üstüne koydu ve kum alt hazneye
akmaya başladı. Bir süre sonra sıkılmış olacak ki, o kapkara ağzını
eliyle kapatıp esnedi, ardından da uzun uzun sırtını kaşıdı. Saatin üst
haznesindeki kumun bitip tükeneceği yok gibiydi. Neden sonra, gözlerini
ovuşturup çenesini kütürdetircesine yeniden esnedi. Sıkıntıyla bir öf
çektikten sonra yeniden doğrulup kamaranın kıç tarafındaki kapıyı açtı
ve denizci dilinde “bahçe” denilen yere, yani geminin kıçında, kendisi
ve zabitlerin hava alması için yapılmış ahşap balkona çıkarak, karanlık
gökkubbe altında uzanan o muazzam şehri, Konstantiniye’yi seyretmeye
başladı.. (sayfa 27)

Kitabın Künyesi

Yazarı: İhsan Oktay ANAR
Yayınevi: İletişim Yayınları
Sayfa Sayısı: 235
Kitabın adı: Amat
ISBN: 975-05-0372-4
Basım Tarihi: 2006
Roman
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://paylasim11.yetkin-forum.com
 
Amat
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
wWw.pAyLaŞıM11.cOm :: Kültür ve Sanat Dünyası :: Kitap Tanıtım Standı-
Buraya geçin: