wWw.pAyLaŞıM11.cOm
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

wWw.pAyLaŞıM11.cOm

PAYLAŞ_PAYLAŞA_BİLİRSEN...
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Yabancı ülkelerde bestelenen '****** Marşları'

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
nirvana
uzman onbaşı
uzman onbaşı
nirvana


Mesaj Sayısı : 41
PAYLAŞIM :
Yabancı ülkelerde bestelenen 'Atatürk Marşları' Left_bar_bleue45 / 10045 / 100Yabancı ülkelerde bestelenen 'Atatürk Marşları' Right_bar_bleue

REP\'İM :
Yabancı ülkelerde bestelenen 'Atatürk Marşları' Left_bar_bleue213 / 100213 / 100Yabancı ülkelerde bestelenen 'Atatürk Marşları' Right_bar_bleue

PUAN\'IM :
Yabancı ülkelerde bestelenen 'Atatürk Marşları' Left_bar_bleue23 / 10023 / 100Yabancı ülkelerde bestelenen 'Atatürk Marşları' Right_bar_bleue

TAKIM : Yabancı ülkelerde bestelenen 'Atatürk Marşları' Fb
HAYVANIM : Yabancı ülkelerde bestelenen 'Atatürk Marşları' Kopek
BAYRAĞIM : Yabancı ülkelerde bestelenen 'Atatürk Marşları' Bayrak
Kayıt tarihi : 03/06/08

Yabancı ülkelerde bestelenen 'Atatürk Marşları' Empty
MesajKonu: Yabancı ülkelerde bestelenen '****** Marşları'   Yabancı ülkelerde bestelenen 'Atatürk Marşları' Icon_minitimeÇarş. Haz. 04, 2008 4:59 am

Yabancı Ülkelerde Bestelenen ****** Marşları

Türk Kurtuluş Savaşı’nın Dünya Ölçüsündeki etkisi…

Kurtuluş Savaşımızın o hiç unutulmadık büyük başarısı, dünyada çok
büyük şaşkınlık, hayranlık, sevinç uyandırmıştı. Sömürge olmuş ülkeler
bu utkuda, yakın gelecekte bağımsızlıklarına kavuşmanın,
kurtuluşlarının yolunu, yöntemini ve müjdesini görüyordu. Olacaklara
bel bağlamaktan, elleri bağlı beklemekten kurtuluyor, umutlar
kazanıyor, şenlikler yapıyorlardı. Avrupa’nın şaşkınlığı, hayranlığı,
Asya ve Afrika’nın sevinci srmıştı her yanı. Dünya dünya olalı böyle
coşkulu bir durum yaşamamıştı…

Komutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, büyük utkunun 2. yıldönümü töreninde,
30 Ağustos 1924 cumartesi günü, Kalköyü yanındaki meydan savaşını
yönettiği tepede, bu sonucu şöyle değerlendirmişti:

-Türk ulusunun burada elde ettiği utku (başarı) kadar kesin sonuçlu ve
bütün tarihte, yalnız bizim tarihimizde değil, dünya tarihine yeni akım
vermekte kesin bir meydan savaşı anımsamıyorum…
Yabancı ülkelerde bu başarının, o günler ve gelecekler için, etkisini
kavrayan uzak görüşlü ozanlar, şiirler yazıyor, müzisyenler marşlar
besteliyor, yontucular büyük Kumandanın başarısını dile getirmek için
adeta yarışıyorlardı.


1) GAZİ MUSTAFA KEMAL PAŞA MARŞI: Avusturyalı Leopoldine KONİG tarafından yazılıp bestelenerek Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya gönderilen marşın öyküsü…


Viyana’lı müzik öğretmeni bir genç kızın Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya yazdığı mektubun Türkçesi…


TÜRK ULUSUNUN ŞANLI KURTARICISINA
EKSELANS,

Bendeniz Büyük Savaşın dehşetleri içinde bulunmuş bir subay kızıyım.
Bütün dünyanın düşman kesildiği biz Avusturyalılar, uçurumun kenarında
bulunuyoruz. Mutsuz ülkemiz belki daha uzun süre, daha iyi zamanları
beklemek zorunda kalacaktır. Buna karşılık Türkiye, yeniden doğuşunun
borçlu bulunduğu bir adama sahip olmak mutluluğunu elde etmiştir.

Türk zaferi, güçlü elinizle yaratılan bu şanlı kurtuluş, adaleti seven
herkesi içten sevinçlere kavuşturmuştur. Bendeniz de yüksek denetiminiz
altında Türk Ulusunun kazandığı bu çanlı zafer hakkındaki sevinç ve
duygularımı, bestelediğim marşı Ekselanslarına sunmakla belirtmek
istiyorum…

Ekselansın bu marştan bir zevk duymalarının benim için bir onur
olacağını arz ile, ve büyük bir bağlılıkla, bir imzanızın
bağışlanmasını rica ederim.


Viyana, 9.12.1922
Leopoldine KÖNİG
Wien, XIII, Steinbauergasse 25. D. Desterr



Gazi Mustafa Kemal’in Leopoldine KÖNİG’e yazdığı mektup


4.1.1923
Matmazel,

Hassas ve rakik (duygulu ve ince) bir ruhun ifade-i alamı (elemlerinin
anlatımı) olan mektubunuzu ve ulusumuzun kazandığı zaferi terennüm eden
marşınızı aldım. Çok teşekkür ederim. Adalet geç olsa bile, mutlaka
tecelli edecektir. Bu, Kudret-i Fatıra’nın (Tanrı’nın yaratıcı gücünün)
değişmez bir kanunudur. Binalenaleyh, sevgili vatanımızın halihazırı
(şimdiki durumu) sizi üzmesin. En yakın zamanda memleketinizin nail’i
halas ve istiklal olmasını (kurtuluş ve bağımsızlığa erişmesini)
temenni ederim, Matmazel.


Türkiye Müyük Millet Meclisi Reisi
Başkumandan Gazi



2) GAZİ MUSTAFA KEMAL MARŞI:
Yine o yıl (1922) Hindistan’ın doğusunda, bugün Bangladeş dediğimiz
ülkede Bengalce yazılmış ve Bülbül Akademisi’nde çalınıp söylenmiş, hem
bir çok yıllar yinelenmiş, GAZİ MUSTAFA KEMAL MARŞI var. Ozan-ı
Nazar-ül İslam.

O’nun uzun koşuğundan bir bölüm:

GAZİ MUSTAFA KEMAL

Ey Müslüman, sen de uyan, çıramanı (meşaleyi) yak.
Gazi Mustafa Kemal Türk Ulusunu yandırdı.
Uyan artık! Sen de uyan!...
Kemal Paşa;
Büyük ananın yiğit evladı.
Kemal kükremektedir.
Karanlıklardan imdat! diye.
O’na sesler yükselmektedir.
Kardeş Kemal! Sen olağanüstüsün!
Eşsizsin, övülmeye, övülmeye değersin!
Ey Kemal! Ey düşmanını yok eden!
Kılıcını biziz alkışlayan senin.
Söyleyin varmı bu dünyada Türk kılıcından korkmayan?
Böyle Kemaller gerek bize.
Bitmeyen bir mucize yarattın sen.
Hain düşmanı ezdin ayağınla.
Hain düşmanı ezdin ayağınla.
Ve sertçe, sertçe ez.
Tüm insanlık görsün, alkışlasın seni.
Yaşa ey Türk’ün oğlu; Ey İslamın övüncü!
Çok yaşa ey Mustafa Kemal!
İnsanlık övsün seni…

Not: Bu marş, 80 yıl sonra Sayın Cumhurbaşkanı Kenan EVREN’in Bangladeş
gezisi sırasında Mustafa Kemal Lisesini ziyaretlerinde öğrenciler
tarafından söylendi. Adı geçen marşı ilgiyle izleyen Cumhurbaşkanımız,
bu lisenin aynı ismi taşıyan Ankara ****** Lisesi ile kardeş lise
seçilmelerinin sağlanacağını duyurmuştu.


3) TÜRK İZMİR MARŞI:
Yıl 1914. tüm ulusların katıldığı uzun bir boğuşma döneminin
başlangıcıdır. 1. Dünya Savaşı diye adlandırılan bu kan ve ateş
çemberinin içine Almanların yanında Türkiye’de girmişti. Savaşlar,
hangi nedene, gerekçeye dayanırsa dayansın, uluslar için katlanılması
güç bir cehennem yaşamıdır.

Saksonya Devlet Orkestrası şefi ünlü Kompozitör KURT SCHİNDLER,
ulusları ölüme iten, onbinlerce ocak söndüren savaşın acılarını dile
getirmek için piyanonun başına geçer ve 44. yapıtını bestelemeye
başlar. Yapıt 2 bölümdür: birinci bölüm savaşın acılarını, ikinci bölüm
de Alman utkusunun sevincini dile getirecektir.

Sanatçı yapıtının birinci bölümünü bitirir. Savaşın acılarını dile getiren etkili bir bölümdür bu…

Schindler, Alman utkusunu ve Alman ulusunun bu utkudan duyduğu cokşuk
sevinci dile getirmek için dört yıl bekler; umutla, heyecanla… Oysa
1918, Almanlara utkunun muştusunu değil, yenilginin derin acısını
getirmiştir. Ve zafer nağmeleri için hazırlanmış olan nota defterinin
porteleri, bestecinin gözyaşlarıyla ıslanır. Türkiye’de bağlaşık
bulunduğu Almanya gibi yenilgiye uprayarak çöker.


VE MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN BÜYÜK UTKUSU

1919 ortalarında Anadolu’nun bağrından dalga dalga, gür, güvenli ve
kesin bir ses yayılmaktadır… "YA İSTİKLAL YA ÖLÜM…" diye yankılar yapan
bu ses, utku sarhoşlarının kahkahalarına karışır… 10 yıl süren bir
savaştan çıkmış, ordusu dağılmış, silahları elinden alınmış,
topraklarını düşman çizmelerinin çiğnediği Küçük Asya’dan yükselen bu
ses, son nefesini vermekte olan HASTA ADAM’ın can çekişme çırpınışları
gibi gelir kamu oyuna…

Bu sesi boğmak için öncü bir ordu gönderirler üzerine… Saldırılar üç
kez tekrarlanır. Anadolu bozkırları, düşman ordularına mezar olur.
Dünyanın oybirliği ile nitelediği "HASTA ADAM", üzerine abanmış
Avrupa’yı, bir silkinişte itip ayağa kalkmıştır.

Ulusunun yenilgisi ile yüreği yanık ünlü Alman besteci Schindler,
Mustafa Kemal’in bu başarılarını heyecanla ve kıvançla izlemektedir.
Çünkü Mustafa Kemal adı, bir buçuk milyar insanın ağzında, birdenbire
gizli bir mezhebin parolası gibi dolaşmaya başlamıştır.

Ve Mustafa Kemal, bir tan vakti ordusunu taarruza kaldırır. Dünya
askerlik tarihinde benzeri olmayan bir hızla, on gün gibi kısa bir
sürede İzmir’de düşmanı denize döker.

VE SANATÇININ DA UTKUSU

Kurt Schindler’in özlemini çektiği utkuyu, kendi ulusu değilse bile,
bağlaşık bulunduğu bir başka ulus ve bu ulusun önderi Gazi Mustafa
Kemal sağlamıştır. Ünlü besteci, bu <mucize utku>dan aldığı
ilhamla yapıtının ikinci bölümünü artık besteleyebilir.

Şimdi kendisine Türkçe bir güfte gereklidir. O dönemde Almanya’da
bulunan Mustafa Nermi Bey’i salık verirler. Mustafa Nermi, o tarihte
Alman gazetelerine Almanca başyazılar yazan bir aydınıdır. Kurtuluş
Savaşı süresince Hakimiye-i Milliye (ulus) gazetesine devamlı makaleler
göndermiştir.

Mustafa Nermi Bey, teklifi kıvançla karşılar ve "TÜRK İZMİR MARŞI"
başlığında bir güfte yazar böylece Akdeniz kıyılarından gelen utku
nameleri, Kurt Schindler’in portelerinde ebedileşir. Ünlü besteci,
artık ülküsüne kavuşmuş ve 44. yapıtının yarım kalmış finalini 47.
yapıtıyla tamamlamıştır. Bu, bir yabancı kompozitör tarafından Gazi
Mustafa Kemal’in utkusunu dile getiren ilk bestesidir. Kurt Schindler
imzalı notasını, kendisine bu ilhamı veren Büyük Utkunun Büyük
yaratıcısı Gazi Mustafa Kemal’e armağan eder.

İZMİR MARŞI İLK KEZ ALMANYA’DA ÇALINIYOR

TÜRK İZMİR bestesi, ilk kez 1923 yılı Haziranında Almanya’nın DİRESTEN
kentinde çalınmıştır. Almanya’daki Türkler, Saksonya’nın Devlet
Orkestrası Şefi Kurt Schindler’in bu yapıtını dakikalarca
alkışlamışlardır. Konserden sonra beste sözlerinin yazarı Mustafa
Nermi, sanatçıya şu sözlerle sevincini belirtmiştir:

<< Türk dilinin iyi bir opera dili olduğuna beni bir kez daha inandırdınız. Bundan dolayı size minnettarım.>>

BESTECİ YAPITINI İSTANBUL’DA ÇALIYOR

8 Eylül 1927, İzmir’in kurtuluşunun 5. yıldönümü… Cumhurbaşkanlığı
Orkestrası’nca Tepebaşı Asri Sinema’da bir konser verilecektir. Alman
bestekarı Kurt Schindler, ertesi günü kendi yapıtını "Türk İzmir’i"
çalacak olan Cumhurbaşkanlığı Orkestrası’na şeflik edecektir. Asri
sinemadaki marşın provası büyük bir başarı ile sonuçlanır. Kurt
Schindler, o gün kendisiyle ropörtaj yapan Vakıf Gazetesi muhabirine
duygularını çöyle dile getirir:

"Cumhurbaşkanlığı Orkestrası’na sanat ve örgüt bakımından taşıdığı
disipline hayran kaldım. Türkiye’nin böyle bir orkestrası ile
çalıştığım için sonsuz bir onur duydum. Cumhurbaşkanlığı Orkestrası’nın
bana gösterdiği bu konukseverlikten dolayı, bu orkestranın şefi Zeki
Bey’e teşekkür ederim."

BESTECİ YAPITININ ÖZELLİKLERİNİ ANLATIYOR

Ünlü besteci, yapıtını hangi psikolojik etkenler altında hazırladığı hakkındaki muhabirin sorusunu şöyle yanıtlamıştır:

Birinci Dünya Savaşı’na katılmış bir ulusun bireyi olarak, savaşın ve
yurdun tehlikeye düşmesinin ne demek olduğunu pek iyi bilirim. Bu
savaştan yenik çıkmış bir ulusun bireyi olarak da yenilginin acılarını
çok iyi hissederim.

Kahraman ve asil Türkiye için, Almanya’nın uğradığı feci sonuçtan daha
beteri hazırlamak isteniyordu. Ben besteme bu tehlikeli anı ifade
etmeye çalışmakla başladım.

Bestenin bundan sonrası, cesur ve savaşçı Türklerin tehlike karşısında
toplanmaya, sonucu elde edebilmek için varacağı hedefi bilen bir
önderin etrafında birleşmeye çalışmalarını yansıtır. Savaş, insani
duyguları öldürmez. Savaşların büyüklüğü de o duyguları taşıyarak
savaşmasında değil midir?

Bir savaşçı, arkada bıraktığı sevgilileri özlemle anar; yurdunun
uğradığı yıkımdan acı duyar. Yurttaşlarının kahrını yüreğinde taşır. Bu
duygular onda birer zaaftır. Fakat bu zaaf onda birer kuvvet kaynağı
olur. Çünkü yurdunu ve yurttaşlarını kurtarmak ve arkada bıraktığı
sevgililerin kaderini değiştirmek için azmi ve gayretli bilenir.
Nihayet istenilen ve beklenilen utku da doğar. Sırasıyla karamsarlığa,
umutsuzluğa, sonra umuda, tekrar karamsarlığa, tekrar umuda kapılmış
halk, utku karşısında duygularını firenleyemez. Bu kısım bestenin final
bölümüdür. Beste halkın sevincini duyuyrur. Savaşı kazanan ulusal
kahraman ve ulusal orduya karşı beslediği şükranı ifade eder. Yapıtın
ruhu bu bölümdür.

Tenorlar maalesef Ankara’da olduğu gibi şarkı kısmı icra yapılamadı.
Tenorlar ne kadar çok olursa yapıt o derece iyi yerine getirilir.

Böyle niteliyor sanatçı yapıtını.

Değerli Alman besteci Kurt Schindler ve yapıtı "Türk İzmir Marşı’nın"
yankıları bir kaç yıl daha sürer. 19 Temmuz 1930 günlü İstanbul
gazetelerinden:

Gazi Hazretlerinin "Türk İzmir Marşı’nın" bestekarı Kurt Schindler’e
imzalı bir resmini armağan ettiğini; 7 Kasım 1932 günlü gazetelerden de:

Bir Alman bestecisinin Gazi Hazretleri için bestelediği "Türk İzmir
Marşı’nın" Viyana’da büyük müsamerede çalınarak hararetle alkışlandığı
öğreniyoruz.

Ne yazık ki, bundan sonra ulusumuz için övünç kaynağı olaylar yavaş
yavaş unutulup gitmiştir. Bugün elimizde "Türk İzmir Marşı’nın" ne
bestesi ne güftesi ne de bestecisi hakkında yeterli bilgiye sahip
değiliz. Kimbilir hangi gazete koleksiyonları arasında, hangi tozlu
evrak depolarında ilgi bekliyor…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Yabancı ülkelerde bestelenen '****** Marşları'
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
wWw.pAyLaŞıM11.cOm :: Kültür ve Sanat Dünyası :: Sanat ve Edebiyat-
Buraya geçin: