******, partilerin, sınıfların çıkarlarını savunan örgütler olduğunu biliyordu...
fakat o dönemde fabrika olmaması doğal olarak işçinin olmaması nedeni ile işçi partisi kurmamıştı...
aynı zamanda ülkedeki burjuvalar da ya fransız yada yahudilerden oluşuyordu...
gelelim bugüne onlarca parti, kimisi milliyetçi kimisi dinci kimisi merkezci kimisi merkezin merkezcisi
(sadece türkiye'de değil bu durum)
hangi sınıftan bahsediyoruz ?
ülkedeki milyonlarca işçi kendisini liberal partilerde buluyor... neden
? burham burham sömürü kokuyor... emperyalizm böyle birşey değil mi
zaten ?
bu düzenin kapitalistlerle işçileri yabancılaştırdığı kesin. ancak
kapitalist, insana aykırı, sapkın düzeni hiç de akıl dışı bulmaz. çünkü
mülk sahibi sınıf, yabancılaşma sürecinde kendi iktidarını, kendi
insansı varoluşunun teyidini bulur...
"Mülk sahibi sınıf da proletarya sınıfı da insanın kendisinden
yabancılaşmasının aynısını sergiler. Fakat mülk sahibi sınıf bu
yabancılaşmada kendisini huzurlu ve güçlenmiş hisseder. Mülk sahibi
sınıf yabancılaşmayı kendi iktidarı olarak görür ve yabancılaşmada
insanın varoluşunun dış görünüşünü bulur. Proletarya sınıfı
yabancılaşmada kendisini yok edilmiş hisseder. Proletarya
yabancılaşmada kendisinin iktidarsızlığını ve gayri insani varoluş
gerçeğini görür." Karl Marx
bir dünya düşünün ki, 6 milyar insan yaşadığını varsayarsak 5.5 milyarı emekçi...
kime hizmet ediyor bu büyük kesim ?
esas soru şu :
toplumun 'seçkin' bir azınlığına hizmet etmek mi yoksa halkın çoğunluğuna hizmet etmek mi ?