wWw.pAyLaŞıM11.cOm
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

wWw.pAyLaŞıM11.cOm

PAYLAŞ_PAYLAŞA_BİLİRSEN...
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Bir kaçış değil,uyumsuzluğun isyanıdır 'İNTİHAR'

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
(YÖNETMEN)
(YÖNETMEN)
Admin


Erkek Mesaj Sayısı : 384
Yaş : 29
Nerden : FeNerBahÇeden
Lakap : sErKaN11
PAYLAŞIM :
Bir kaçış değil,uyumsuzluğun isyanıdır 'İNTİHAR' Left_bar_bleue411 / 100411 / 100Bir kaçış değil,uyumsuzluğun isyanıdır 'İNTİHAR' Right_bar_bleue

REP\'İM :
Bir kaçış değil,uyumsuzluğun isyanıdır 'İNTİHAR' Left_bar_bleue341 / 100341 / 100Bir kaçış değil,uyumsuzluğun isyanıdır 'İNTİHAR' Right_bar_bleue

PUAN\'IM :
Bir kaçış değil,uyumsuzluğun isyanıdır 'İNTİHAR' Left_bar_bleue67 / 10067 / 100Bir kaçış değil,uyumsuzluğun isyanıdır 'İNTİHAR' Right_bar_bleue

TAKIM : Bir kaçış değil,uyumsuzluğun isyanıdır 'İNTİHAR' Fb
HAYVANIM : Bir kaçış değil,uyumsuzluğun isyanıdır 'İNTİHAR' Hareketli-kedi
BAYRAĞIM : Bir kaçış değil,uyumsuzluğun isyanıdır 'İNTİHAR' Bayrak
Kayıt tarihi : 03/06/08

Bir kaçış değil,uyumsuzluğun isyanıdır 'İNTİHAR' Empty
MesajKonu: Bir kaçış değil,uyumsuzluğun isyanıdır 'İNTİHAR'   Bir kaçış değil,uyumsuzluğun isyanıdır 'İNTİHAR' Icon_minitimeSalı Haz. 03, 2008 7:32 am

Ölüm üzerine yapılan çalışmaların gösterdiği üzere, ölüm fikri, sosyal bir kurgudur. Bauman’ın vurguladığı gibi, ölüm, algılanamaz ve tanımlanamaz olandır. Çünkü ölüm bir hiçliktir. Bilinebilir olan başkalarının ölümüdür; ancak kendi ölümümüz tahayyül edilemezdir. Hiçliğin bilinemezliği içinde, varlığın sürdürebilirliği, bir “ölüm fikri”ne sahip olmayla anlamlı olacaktır. Bir hiç uğruna yaşamak, anlamsız olacağından kültür harekete geçer ve anlamsızlıktan anlam türetir. Bauman, ölüm, kültürel yaratıcılığın başlıca koşuludur diyerek devam eder. Her kültürde farklıdır ölüm fikri. Bir kültürün toplumsal gereksinmesi neyse, yaşamın içeriği de bu gereksinmelerle işlenecektir. Yaşam, ölüm gibi tahayyül edilemez bir anlamsızlığa rağmen, anlamlı kılınmak zorundadır. Yaşam, yaşanabilir olsun diye, kurallar, ödüller, cezalar, takdir etmeler, dışlamalar gerekir. Toplumun normali de ötekisi de bu toplum için gereklidir. Çünkü yaşam, bir uyumlaştırma merkezidir. Uyum yaşamın birinci koşuludur. Kültür, güçlü bir uyum politikasıyla, yaşamı yaşam haline getirir.

Naturel bir gerçeklik olan ölüm, ötelenmiştir. İmgeler dünyasına hapsedilmiş ve naturel gerçekliğinden öte, kültürün türettiği bir “ölüm fikri” haline gelmiştir. Dinsel, ahlaki ya da bilimsel gerekçelerle ifade edilmeye çalışılsa da, ölüm yine de bir algı yaratmayacaktır. Ölüm, her dilde bir inanıştır. Toprağa karışmak ya da öteki dünyanın izlerini aramak, yaşanılan kültürün ve inanılan gerçekliğin bir parçasıdır.

Yaşamak, her anlamıyla bir inanıştır. Rasyonel bir gerçeklik değildir yaşamak. Yaşamaya dair edindiğimiz her tür bilgi, anlamlar ve inanışlar toplamından başka bir şey değildir. Yaşam, bu anlamların ve inanışların türetildiği “sosyal”le birlikte yaşamaktır. Doğan ve ölecek olan tek bir birey değildir sanki. Kültür, tek kişinin yaşamını, “İnsanlar doğar, insanlar ölür” haline getirir. Bu yaşamda tek olmadığımızı bilmektir belki de yaşamayı elverişli kılan.

Yaşamak, uyum sağlamaktır. Yaşamak içindir yaşamak. Sadece, vadeyi doldurmak. “Sosyal”in arzu ettiğince, vadenin tamamlanması gerekir. Mutluluk da, bu uyum içinde aranır. “Sosyal”in arzu ettiğince mutlu olunur. Konuşabildiğimiz kadar konuşur, davranabildiğimiz kadar davranırız, ama mutluluk, yapa”bile”ceklerimiz kadardır.

Kötünün iyisini seçmektir yaşam. Düşünür dururuz, yaşamımızı sürdürebilmeye bizler için iyi olan nedir diye? Ama yaşamın irrasyonelliği, verdiğimiz cevabın sonunda, elde edebileceğimiz küçük mutluluktadır. Bu küçük mutluluk, sosyallikte hapsolmuş bir arzudur. Alınan karar, sadece kendimiz için değildir; sağındaki, solundaki, önündeki ve arkandaki her engeli aşmış bir karardır. Engellerden sonra bize kalandır.

Şimdi, kültürün ne gereksinmelerini karşılayabileceği, ne de “sosyal”in vasat ve yalan ödüllendirmelerine kulak asmayacak uyumsuz adamın intiharı bir kaçış mıdır? Yoksa isyan mı?

İntiharın tarihinde, intiharın az takdiri bol reddiyle, intihar için söylenen “korkaklıktır” ifadesi hiç bitmemiştir. İntihar Eski Yunan’da hoşgörü ile karşılanırken, Stoacılar intiharı önerirken, Ortaçağ’da reddedilirken bile hep intihar için yaşlılık, hastalık, utanç gibi rasyonel gerekçeler aranmıştır. Ama “korkaklıktır” ifadesi, her gerekçesiz intiharda söylenegelmiştir. Halbuki, rasyonel gerekçesi olmayıp intihar eden adam, yaşama ikna edilememiş adamdır. Kültürün tongaya getiremediği adamdır. Bu kandırmacanın içinde boynu bükük, “sosyal”e bakan adamdır. “Sosyal”in içinde uyumsuz olandır. Ve intiharı ile başkaldırandır.

Ne içindir ki, her intihara rasyonel bir gerekçe aranmış veya gerekçe bile kabul edilmeyip lanetlenerek sürülmeye, asılmaya gönderilmiş, nasıl ki psikolojik bir hastalıkla nitelendirilmiş, nüfusun içinde bir istatistikle ifadelendirilmiştir intihar eden; bunun içindir; “sosyal”in bütün yaşama kurallarını altüst ettiğinden.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://paylasim11.yetkin-forum.com
 
Bir kaçış değil,uyumsuzluğun isyanıdır 'İNTİHAR'
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
wWw.pAyLaŞıM11.cOm :: Kültür ve Sanat Dünyası :: Beyin Fırtınası-
Buraya geçin: